1973'te Arjantin Başkanı Peron ve Paraguaylı diktatör Stroesser tarafından imzalanan Yacreta Antlaşması, iki ülke arasındaki sınırda Parana Nehri boyunca Yacreta Barajı'nın inşasını öngördü. Baraj, 100.000 hektarlık toprakları dolduracak ve toprakları tamamen batırılacak olan yerli Mbya Guarani halkı da dahil olmak üzere birçok topluluğun yerini alacaktı. Baraj inşaatına karşı çıkan sakinler, mülk ve arazi haklarının kaybına karşı protesto etti. Bu muhalefete rağmen baraj 1979'da inşaata başladı, ancak taşkın kapıları kapatıldı ve baraj 1994'te ilk kez dolduruldu ve 20.000 yerel sakinin tahliyesini kışkırttı. Hayatta kalanlar hala zorla yerinden edilmeden asla almadıkları tazminat talep ediyorlar. Proje, Arjantin ve Paraguay'daki askeri diktatörlük döneminde başlangıçta 2,5 milyar dolarlık bütçelendi. Projenin toplam maliyeti 15 milyar doları aştı. Başkanlık kampanyası sırasında Arjantin’in Carlos Menem Yacyretá'yı "yolsuzluk için bir anıt" olarak nitelendirdi. Uluslararası nehirler kınadığı için, "Mühendislik ve inşaat şirketlerini ve politikacıları Yacyretá'nın inşasında kamu fonlarını sifonlama konusunda iyi belgelenmiş iddialara rağmen, hiç kimse adalete teslim edilmedi. 0 2003 yılında, Arjantin ve Paraguay eyalet başkanları, 2011 yılına kadar çalışmaları yapılan mega-altyapı bitirmeye karar verdi. Şubat 2011'den önce su seviyesi deniz seviyesinden 76 m (249 ft) yaklaşık 7 idi. M (23 ft) planlanandan daha az. Bu, barajın hidroelektrik bölümünün kapasitesinin sadece yüzde 60'ında faaliyet gösterdiği anlamına geliyordu. 2010'da ve yine 2014'te Birlik Ambientalistas de Corrientes (UNAMCO) gibi çevre örgütleri, sosyal yoluyla uyarıldı. Barajın üzerindeki önemli çatlaklar nedeniyle çökme riski hakkındaki medya. Barajdan sorumlu otorite olan EBY (Entidad Biacional de Yacreta), UNAMCO'dan çevreci lideri Mühendis Roberto Rios'a göre, iki katı reddetti. Yetkililer, barajdaki çatlakların gerçekten çoğaldığı korkutucu gerçeğini görmezden geliyor. Su basmak ve hatta WB ve IADB gibi iki uluslararası finans kurumu tarafından yapılan çalışmalar, bununla başa çıkma kapasitesinin düşük olduğunu kanıtlamaktadır. |