Normal şartlarda madende 10 yıllık süre için 250 metre derinliğe kadar inerek 2,5 milyon ton cevher işleme planlanırken şirket, işletme süresini 17 yıla çıkaran, 500 metre derinliğe kadar inen ve toplam da 8,5 ton cevher işletmeyi öngören yeni bir proje hazırlandı. Projeyle birlikte mevcut koşullarda oluşacak 2,2 milyon ton kuru atık 7,6 milyon tona çıkacak ve 14,57 hektar alana depolanacak, 600 bin ton olan pasa 3,2 milyon tona çıkacak ve 13,76 hektar alana depolanacak. Madende çıkarılacak toplam cevherin yapılan son rezerv geliştirme çalışmaları ışığında yaklaşık 8,5 milyon ton, yıllık ortalama işlenecek cevherin ise yaklaşık olarak 600 bin ton olması beklenmektedir. Yaklaşık 500 işçinin (şirket sitesinde taşeron işçilerle birlikte ~870 sayısı vermekte) çalıştığı maden 2020 yılında yaklaşık 510 bin ton cevher işlemiş ve ton başına 6.9 gr altın üretmiştir. Önceki raporlarda ise cevherin ortalama tenörü altın (Au) için ortalama 7,31 gr/ton olarak; Gümüş (Ag) için ise 10,6 gr/ton olarak belirlenmiştir. Maden üretim metodu yeraltı maden işletmeciliği olup kazı dolgu sistemiyle çalışılmaktadır.
Üretim yöntemi, özel bir tasarımla yeraltında delme, patlatma yükleme, taşıma ve dolgu yapılarak hayata geçirilmiştir. Cevher hazırlama aşaması, kırmayla başlayarak öğütme ve bunu takiben, altının ve gümüşün çok aşamalı flotasyonunu kapsamaktadır. Nihai flotasyon konsantresi, serbest altın eldesi için gravitasyon işlemine tabi tutulmuştur. Gravitasyon işleminden sonra, elde edilen metal ergitilip dore şeklinde dökülmüştür.
Geri kalan metal sülfatları ve küçük taneli altın içeren flotasyon konsantresi, altın üretimi için ileri zenginleştirme işlemine tabi tutulmak amacıyla başka bir tesise taşınmıştır. Flotasyon atıkları filtreleme tesisine gönderilerek susuzlaştırma işlemine tabi tutulmuştur. Susuzlaştırılan atıkların yaklaşık %50’si bağlayıcı madde olarak kullanılan çimento ile karıştırılarak yeraltı dolgusu olarak kullanılmış, geriye kalan kısım ise, alanda oluşturulan ve kapasitesi artırılacak olan kuru atık depolama tesisinde depolanmıştır.
Mahkemenin 2017’deki kapasite artışı ÇED Raporu İptal Kararı’nda atıfta bulunduğu Bilirkişi Raporu’na göre kadmiyum insan sağlığına zararsız olması için gereken düzeyin tam 13 bin 700 kat (Yeraltı yan kayaçlarında 8 bin 500 kat) üzerinde. Bakır ikinci sırada (Atıkta 200 kat, yeraltı yan kayaçlarında 180 kat). Arsenik, kurşun, kükürt, selenyum, nikel, mangan, çinko raporda normalin onlarca, yüzlerce kat üzerinde diye belirtilmiş. Oysa 2005 ve 2012 ÇED Raporları’nda, bu değerler gizlenmiş, kadmiyum başta bazı maddelerin adı bile geçmiyor. Yine yeraltı sularında 5 ila 100 m arasında düşüş yaşanacağı ve Maden’in yeraltı su akım yönünü kendi merkezine doğru saptıracağı Bilirkişi Raporu’na yansımış. Bu durum asit maden drenajı (AMD) ve yeraltı sularına ağır metal karışmasına neden oluyor.
Şirketin Encon Çevre Danışmanlık Ltd. Şirketi’ne yaptırdığı 30.06.2005 tarihli ÇED Raporuna göre, 670 metre kotun altına inildiğinde kükürtlü (sülfür) mineral içeriğinin artacağı biliniyor. Bu da, işlem gereği ıslatılan ve kurutulan topraktan kükürt dioksit ve karbon dioksit gazlarının çıkmasına neden oluyor. Sonuç sülfürik asit ve nitrik asitin atmosferde oluşması, asit yağmurları, dolayısıyla bölgede toprak zehirlenmesi, tarımın ve kızılçam ormanlarının büyük tahribat yaşaması demek.
Mahkeme’nin gönderdiği Bilirkişi, toprak altına doldurulmayan atık toprağın(pasa) altına serilen jeomembranın 20 yıl koruma sağlayacağını iddia ederken, gerçek sızdırmazlık ömrü bilirkişi tarafından 58 gün olarak belirlenen bir malzeme. 2015 Şubat’ına kadar Kokarpınar Deresi’nde demir derişimi yedi kez ve mangan derişimi 18 kez sınır değerleri aştı.
(See less)